İsmail sana veda konuşmasında diyor ya : biz Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan’ın soyundan gelenleriz diye evet biz Köroğlu’undan, Dadaloğlu’ndan, Pir Sultan’dan, Şeyh Bedrettin’den, Seyit Rıza’dan öğrendik, direnmeyi, mücadele etmeyi, onların torunlarıyız, mirasçılarıyız.
Seninle ilk karşılaşmamız Akbelen direnişi oldu, günübirlik Akbelen’e gelmiştim, ikinci karşılaşmamız işgal yasasına karşı 16 Temmuz günü mecliste buluşmamız olmuştu, biz meclise girmeye çalışırken sen kot pantolonla geldiğin için giremiyordun, Cemile yedek pantolonunu verip öyle gitmiştin meclise, sonraki son iletişimimiz benim fotoğrafçılığa ilgim olduğu için sana fotoğraf makinesi danışmamdı, birkaç öneri de bulunmuştun bir daha konuşma şansımız olmadı.
Sen Dersim’den, Kazdağlarına, Validebağ’dan, Akbelen’e, Akbelen’den, Antakya’ya ezilenlerin, hayvanların, ağaçların, ormanların, yeryüzünün yoldaşı oldun, ekolojik yıkımların hepsini belleğine kaydettin.
Veda sözleri yazmakta zorlanırım, hep kaybettiklerimizin arkasından veda sözleri yazarım önce 15 Temmuz 2024 günü kanserden kaybettiğim yoldaşım Gülten’e içimi döktüm, ardından 3 Mayıs 2025 günü kaybettiğimiz Sırrı abimiz, yoldaşımıza içimi döktüm.
Gülten, Sırrı, sen üçünüz de eşit, barışçıl, demokratik özgür bir ülke düşlediniz, üçünüz de ezilenlerin, hayvanların, ağaçların, ormanların, havanın, suyun, toprağın, yeryüzünün yoldaşı oldunuz.
Sana söz Hakan : örgütlü birleşik mücadelemizle bu cinayetin peşini bırakmayacağız, ekolojik yıkıma, ranta, talana, türcülüğe, sömürüye karşı bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye, ağaçların, ormanların, ezilenlerin, hayvanların, havanın, suyun, toprağın, yeryüzünün yoldaşı, sesi olmaya devam edeceğiz.
kanadımızı kırmaya çalışanlara inat : direneceğiz, mücadele edeceğiz, savaşacağız.
