Altı yıl aradan sonra düzenlenen Kazdağı Ekofestivali, Havran-Olcay Çiftliği’nde gerçekleşti. Festival sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, Kazdağları’nın yüzde 79’unun madencilik projeleriyle işgal altında olduğu vurgulanırken, TBMM’den geçen “Sömürge Yasası’na tepki gösterildi. Katılımcılar, ekoloji, emek ve kadın hareketlerinin kesişimsel mücadelesinin önemine dikkat çekti.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından ilk kez 2014’te düzenlenen, son olarak ise 2019’da yapılan Kazdağı Ekofestivali, pandemi ve yasaklar nedeniyle altı yıl aradan sonra yeniden hayata geçirildi. “Kazdağları’nın Tarımsal, Kültürel, Biyolojik Çeşitliliği, Tehditler ve Mücadele Yöntemleri” başlığıyla gerçekleştirilen Kazdağı Ekofest2025’in sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, Kazdağları’nın yüzde 79’unun metalik madencilik projeleriyle işgal altında olduğu belirtildi. Bölgenin yalnızca madencilik değil, termik santral, rüzgâr (RES) ve jeotermal enerji (JES) projeleriyle de kuşatıldığı ifade edildi. Aynı tehdidin Madra Dağı, Türkmen Dağı ve çevresinde, ayrıca tüm Türkiye’de yaşandığı kaydedildi.
Edremit Körfezi’nde kıyı işgalleri, deniz kirliliği ve imar baskısının yoğunlaştığına işaret edilen bildiride, “ekoturizm” adı altında yapılan yatırımların da kırsal alanlarda yeni bir talan anlamına geldiği belirtildi.
Sömürge Yasası Yıkım Getirecek
TBMM’den geçen 7554 sayılı yasa için “Sömürge Yasası” ifadesi kullanıldı. Bildiride, bu düzenleme ile çıkarmacı projelerin artacağı, mevcut enerji, madencilik ve tarım politikalarının ekolojik yıkımı derinleştireceği vurgulandı. Katılımcılar, söz konusu politikaların mülksüzleşme, yerinden edilme, köksüzleşme ve yoksullaşmaya yol açacağını belirterek, gıda güvenliğinin ve temiz su-hava kaynaklarının ortadan kalkacağı uyarısında bulundu.
Forumda ayrıca, hak arama mücadelesi sırasında çevre aktivistlerinin baskılarla, itibarsızlaştırma girişimleriyle ve kriminalizasyonla karşı karşıya kaldığı, hukuk sisteminin ise bu süreçte çürümüşlüğünü gösterdiği dile getirildi.
Sonuç bildirgesinde şu çağrılar öne çıktı:
- Emek, kadın ve ekoloji hareketleri ile hayvan özgürlüğü mücadelesinin kesişimsel bir birliktelik kurması,
- Ekolojik yaşam için dayanışma ve türetim ekonomilerinin geliştirilmesi,
- Aracısız doğal ürün ağlarının kurulması ve kır-kent dayanışmasının güçlendirilmesi,
- Gençlere ve çocuklara güvenli bir gelecek için daha fazla destek verilmesi.
“Ekolojik yaşamı şenlikli bir şekilde inşa etmenin, neşe ve mutluluk üretmenin mücadeleye güç katacağına inanıyoruz” denilen bildiride, barış talebi de vurgulandı.
Bildiriyi Bölge STK’ları da İmzaladı
Paneller, atölyeler, söyleşiler, spor ve çocuk etkinlikleriyle dolu geçen Kazdağı Ekofest2025’in sonunda katılımcılar, “Nice Ekofestlere” mesajıyla festivalin geleneksel olarak sürdürülmesi çağrısını yineledi.
Bildiriyi imzalayan kurumlar arasında Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, BURÇEP, EGEÇEP, Agonya Doğa Koruma Girişimi ve Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği yer aldı.