Mehmet Vergili ile Söyleyşi: “Dünyanın bütün emekçileri, dünyanın bütün ekolojistleri birleşiniz!”

0

Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi “Türkiye’de Koronavirüs Öncesi ve Sonrası Ekoloji Hareketleri” başlığını taşıyan söyleşileri AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili ile devam ediyor: “Emek mücadelesi edenlerle ekoloji mücadelesi edenler ayrılmaz. İkisi birleşmek zorundadır. Bu ikisi birleşirse, bu mücadele beraber yürütüldüğünde başarılı olunur.”

Söyleşi: Yeşim Özbirinci / 15 Haziran 2020 / Yeşil Direniş – Ekoloji ve Yaşam Gazetesi

Yeşil/Ekoloji hareketinin tarihsel birikimi hakkındaki görüşlerinizi merak ediyoruz? Böyle bir birikimden söz edebilir miyiz? Eğer yanıtınız evet ise bugüne kadar genel bir değerlendirme yapmanız mümkün mü?

İnsanlık oluşumundan beri insanlık, kendi yaşam alanlarını kendi ihtiyaçlarından dolayı korumuştur. Bundan dolayı da, insan oluşumu başlaması ile birlikte ekoloji hareketi de başlamış diyebiliriz. İlk insanoğlu kendi ihtiyacı kadar doğadan aldı ve doğaya da zarar vermeden, kendisi de doğanın bir parçası olarak var oldu.

Koronovirüs salgını ekoloji hareketinin dönüşümü ve gelişimi bakımından olumlu ya da olumsuz bir rol oynamakta mıdır/oynar mı? Salgın hareketin güçlenmesi için yeni olanaklar doğurdu ise bunlar nelerdir? İçinde bulunduğumuz koşulların avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Bir taraftan tabii koronavirüs insanlara büyük bir dram yaşatmıştır. Ama bir taraftan da ekoloji hareketinin bu koronavirüs nedeniyle var olmasını, ekolojik mücadelenin ne kadar haklı bir mücadele olduğunu, çevre mücadelelerinin ne kadar önemli olduğunu dünyaya bir kere daha hatırlatmıştır. Çünkü dünyadaki vahşi küresel kapitalizmin kendisi için zaten paradan başka bir şey yok ama bugün bu koronavirüs olayı bir kere paranın yenmeyeceğini ve sağlıklı, temiz bir çevrenin önemini bütün insanlara hatırlatmıştır. Bize de bu noktada, ekoloji mücadelesi eden gruplar AYÇEP olarak, birlikte hareket ettiğimiz Ekoloji Birliği olarak ve dünyadaki hareketler olarak koronavirüsten dolayı yaptığımız mücadelenin ne kadar haklı olduğunu bizlere göstermiştir.

Koronavirüsten sonra ortam tamamen değişecektir. Çünkü koronavirüs olayı insanoğlunu kendine getirmiştir ve sessiz kalan halk toplulukları, bu son virüs olayından sonra kendilerinin bir hiç olduğunu anlamışlardır. Bu, kapitalistler için belki yine bir fırsat olayıydı. Burada ekolojik bir anlamda bu tahribatların sonucu olarak bu virüsler ortaya çıkıyor. Bu virüsleri de şirketler ranta çevirdiler. Mesela, Aydın Kuyucularbey Köy’de olduğu gibi. Dört ay direnin köylünün mücadelesini, dikemedikleri jeotermal kuyuları, halkın direnişi karşısında bu iki-üç-dört günlük sokağa çıkma yasaklarında koronavirüsünü kullandılar. Bundan dolayı tepki gösteren halka da, 35 kişiye sosyal mesafeye uymadınız diye tarım topraklarını işlemeye gittiklerinden dolayı ceza yazdılar. Burada önemli olan, koronavirüsten sonra bu mücadeleyi güçlendirmek olacak.

Küresel ekolojik kriz Türkiye’ye ne şekilde yansımakta? Bugün ülkenin en önemli ekoloji sorunları -öncelik sıralamasına göre- nelerdir?

Bugün, küresel anlamda ekonomik kriz, vahşi madenciliğin, suyun ticarileştirilmesinin, RES’ler, JES’ler gibi aklınıza gelen yağma ve talan anlamındaki saldırıların Türkiye ekonomisine ne kadar zarar verdiğini, evin içerisinde o hücrelerinde oturan, kendi evlerinde kendi gönül hapislerinde bir daha düşünme fırsatı vermiştir. Bu arada şirketler boş durmadılar, demin biraz önce bahsettiğim gibi. Bu koronavirüs hapislik dönemlerini kendilerine artıya çevirdiler ama bir taraftan da bu küresel kriz Türkiye ekonomisine muazzam anlamda zarar vermiştir. Şu anlamda da bu kriz hâlâ devam etmektedir. İnsanlar üretimden kopmuştur. Sağlıklarından olmuştur. Emek değeri düşmüştür. Ama dediğimiz gibi halklar da uyanma dönemine girmiştir. Türkiye halkı da bu ekonomik tahribatlara dair, işte küresel anlamdaki saldırıya karşı koronavirüs de olsa kendi halklarını, yörelerde gördüğümüz gibi Kazdağların’da, Aydın’da, Manisa’da, Bursa’da her yerde halklar artık korku duvarlarını açmış mücadeleye başlamıştır.

Ekoloji hareketinin bundan sonra nasıl bir yönelimi olacaktır/olmalıdır? Ne yapmalıyız? Ne yapmamalıyız?

Emek mücadelesi edenlerle ekoloji mücadelesi edenler ayrılmaz. İkisi birleşmek zorundadır. Bu ikisi birleşirse, bu mücadele beraber yürütüldüğünde başarılı olunur. Başka türlü bu mücadeleyi kazanamayız. Ayrışmadan emek mücadelesi ekoloji mücadelesi iç içe geçmiştir. Bu perspektiften bakmayı öneriyorum.

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Dünyanın bütün emekçileri, dünyanın bütün ekolojistleri birleşiniz!

Share.

About Author

Leave A Reply