Av. Semra Kabasakal ile söyleşi; “Bu talana karşı cephemizi genişletmeliyiz. Maddi ve manevi gücümüzü artırmalıyız”

0

Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi “Türkiye’de Koronavirüs Öncesi ve Sonrası Ekoloji Hareketleri” başlığını taşıyan söyleşileri Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği başkanı Av. Semra Kabasakal ile devam ediyor;

“Dünya talan ediliyor. Ancak Türkiye’de talan hızla artmakta. Bu talana karşı cephemizi genişletmeliyiz. Kişilerin egolarını bir kenara bırakarak, ortak paydada birleşmeliyiz. Ortak hareket etme noktasındaki zayıflığımızı kuvvetlendirmeliyiz. Ekoloji birliğini oluşturan birimler arasındaki bağı kuvvetlendirmeliyiz. Sosyal medya aracıyla tüm Doğa tahribatlarına karşı çözüm önerilerini ortaya koymalıyız. Kampanyalarımızın sayısını artırmalıyız”

Söyleşi: İsmail Akyıldız / 17 Haziran 2020 / Yeşil Direniş – Ekoloji ve Yaşam Gazetesi

Yeşil/Ekoloji hareketinin tarihsel birikimi hakkındaki görüşlerinizi merak ediyoruz? Böyle bir birikimden söz edebilir miyiz? Eğer yanıtınız evet ise bugüne kadar genel bir değerlendirme yapmanız mümkün mü?

Ekoloji hareketinin tarihsel birikiminden söz edebiliriz. Bugüne kadar ekoloji hareketi Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tüm Doğa tahribatlarına karşı bir bütün olarak topyekün mücadele başlatmıştır. Kaz Dağları’ndaki altın madeninden, Sinop ve Akkuyu’da ki nükleer santrallere, kömürlü ve fosil yakıtlı termik santrallere, taş ocaklarına, HES ve JESlere, endüstriyel atık yakma tesislerine, Doğaya zarar veren ve ranta dayalı tüm tesislere karşı ortak bir mücadele yürütülmesini sağlamaya çalışmıştır. Ancak bu çalışmalar yeterli olmamıştır. Mücadelemiz geniş çevrelere ulaşmamıştır. Bu yöndeki çalışmalarımızı daha da güçlendirmeliyiz.

Koronovirüs salgını ekoloji hareketinin dönüşümü ve gelişimi bakımından olumlu ya da olumsuz bir rol oynamakta mıdır/oynar mı? Salgın hareketin güçlenmesi için yeni olanaklar doğurdu ise bunlar nelerdir? İçinde bulunduğumuz koşulların avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Koronavirüs salgını ekoloji hareketinin dönüşümü ve gelişimi bakımından olumlu rol oynamıştır. Salgın ekoloji hareketi güçlenmesi için yeni olanaklar doğurmuştur. İnsanın sokağa çıkmadığı sürede Doğa kendini yenilemiş, Denizlerimiz, havamız, suyumuz, toprağımız temizlenmiştir. Ancak bu salgının dezavantajları ise, maalesef AKP iktidarının bu salgına rağmen, tüm dünya neredeyse çalışmalarını durdurmasına rağmen, Türkiye’nin doğasını talan etmeye devam etmiş, Kanal İstanbul ihalesi, Salda gönlündeki millet bahçesi ihalesi, Mersindeki polipropilen tesisi ve Tarsusta ki Biyokütle Enerji Santrali ÇED olumlu kararları çıkarması ve buna benzer birçok Doğa talanının hız kesmeden devam etmesi dezavantaj olarak karşımıza çıkmıştır.

Küresel ekolojik kriz Türkiye’ye ne şekilde yansımakta? Bugün ülkenin en önemli ekoloji sorunları -öncelik sıralamasına göre- nelerdir?

Küresel ekolojik kriz Türkiyeyi de etkilemiştir. Öncelikle hava kirliliği tüm Türkiyede Doğa tahribatının yapıldığı yerlerde en üst seviyeye ulaşmıştır. Dikkat çekici bir nokta ise bu virüsün solunum yolu enfeksiyonu ile insanların nefes almasına engel olduğu ve bağışıklık sistemi zayıf olanları daha fazla etkilediğidir. Şu anda Zonguldak, Kahramanmaraş, Adana, Muğla, Manisa, İzmir, Hatay gibi kömürlü termik santrallerinin bulunduğu illerde hava kirliliği had safhada, iklim değişikliğini olumsuz etkilemekte, HESler ile ırmaklar kuruyarak içme suları kaynakları yok olmaktadır. Akkuyu Nükleer santral projesi ile toprağımız, havamız, suyumuz, denizimizi radyasyon atıkları ile kirlenecek, polipropilen tesisi, endüstriyel atık yakma tesisleri, Biyokütle Enerji Santrallerin, maden ve altın ocakları ile tarım ürünleri zarar görmekte, GDOlu ürünler nedeniyle, sağlıklı gıdaya erişim yok olmaktadır. Bu doğa talanları daha da maalesef çoğaltılabilir

Ekoloji hareketinin bundan sonra nasıl bir yönelimi olacaktır/olmalıdır? Ne yapmalıyız? Ne yapmamalıyız?

Ekoloji hareketinin bundan sonraki yönelmesi, halka daha iyi bir şekilde Doğa talanını anlatmalıyız. Koronavirüs salgının doğa tahribatındaki değişimleri daha bilimsel olarak ortaya çıkaracak araştırmalar yapılmalı ve bilim adamlarından daha fazla yararlanmalıyız. Ortak hareket etme noktasındaki zayıflığımızı kuvvetlendirmeliyiz. Ekoloji birliğini oluşturan birimler arasındaki bağı kuvvetlendirmeliyiz. Sosyal medya aracıyla tüm Doğa tahribatlarına karşı çözüm önerilerini ortaya koymalıyız. Kampanyalarımızın sayısını artırmalıyız. Bu konudaki önerilerimiz daha da olabilir. Bu konuda ayrıca bir çalışma yapmalıyız.

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Dünya talan ediliyor. Ancak Türkiyede talan hızla artmakta. Bu talana karşı cephemizi genişletmeliyiz. Kişilerin egolarını bir kenara bırakarak, ortak paydada birleşmeliyiz. Muhalif Belediyelerle irtibata geçip, onlardan destek almalıyız. Maddi ve manevi gücümüzü artırmalıyız.

Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Bugüne kadar hangi yeşil/ekoloji hareketlerinin parçası oldunuz?

Ben Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği başkanı, Mersin Çevre ve Doğa Derneği kurucu, yönetim kurulu üyesi ve avukatı Semra Kabasakal. 12 yıldır Tarsus ÇEKSAM Derneği Başkanlığı yapıyorum. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri platformu (DAÇE), TÜRÇEP, EKOLOJİ BİRLİĞİ, MERSİN Barosu çevre komisyon üyesi ve avukatı Tarsus Kent konseyi bileşeni ve aynı zamanda, çevre davalarının gönüllü avukatı olarak görev yapıyorum

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın