“Devletin bu aczi(!)ni anlamak mümkün değil” Süheyla Doğan

0

Öncelikle Aysin ve Ali Büyüknohutçu mücadelelerine yakışır bir anma etkinliği ile layıkıyla anılmalıdır. Katılımın yüksek olması için geniş çaplı bir duyuru yapılmalı, Türkiye’nin her yanından yaşam savunucularının birkaç günlüğüne Antalya’da buluşulması sağlanmalıdır. Paneller, söyleşiler ve atölyeler düzenlenerek, hak savunuculuğu, ekokırım ve hukuki destek ve dayanışma mekanizmaları konuları konuşulmalı ve somut eylem planları çıkartılmalıdır. Mücadeleleri yaşatılmalı ve yükseltilmelidir. Bizler, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Ekoloji Birliği olarak içinde bulunduğumuz tüm ağlar ve iletişim gruplarında “Aysin ve Ali Büyüknohutçu Anısını ve Mücadelesini Yaşatma Grubu”nun çağrısını ve grup tarafından hazırlanacak programı yaygınlaştıracağız. Güçlü bir anma etkinliği olması için elimizden gelen desteği sunacağız!

 Yaşam savunucuları Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu çifti 9 Mayıs 2017 günü Kızılcık Yaylası’ndaki dağ evlerinde korkunç bir şekilde öldürüldü! Antalya´nın Finike İlçesi taş ve mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan çiftin öldürülmeleri ülke genelinde yaşam alanlarını savunan direnişçilere verilen bir gözdağı olarak yorumlandı. Cinayetin ardından geçen yaklaşık 5 yıl içinde yaşananlar bu görüşü doğrular nitelikte. Büyüknohutçu davası bugün adeta kapatılma noktasına gelirken yaşam savunucularına ülke genelinde baskı ve saldırılar daha önce görülmemiş ölçüde artış gösterdi. Bu sürece dikkat çekmek ve dur demek için bir araya gelen “Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun Anısını ve Mücadelesini Yaşatma Grubu” çiftin katledilişinin 5.yılında kapsamlı etkinlikler gerçekleştirmek için hazırlıklara başladı. Yeşil Direniş Gazetesi olarak bu hazırlık sürecine destek vermek için bu defa Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği başkanı ve Ekoloji Birliği eş sözcülüğünü sürdüren ülke ölçeğinde gerçekleştirilen ekokırımlara karşı koyan, davalar açan, kazanan Süheyla Doğan’ın kapısını çaldık. Geçtiğimiz günlerde dernek üzerinden kendisine 51.730 TL idari para cezası kesilen Süheyla Doğan’ın bazı çevrelerin hedefi haline getirildiğini söylemek mümkün.

Aysin ve Ali Ulvi Büyük nohutçu davasının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen tatmin edici bir mesafe kat edilmediğini görüyoruz. Kamuoyu ucu azmettiricilere uzanan bir dava ve yargılama göremedi. Bu sessizlik suikastı aktif olarak ekoloji mücadelesi veren biri olarak sizin için ne anlama geliyor?

“Devletin bu aczi(!)’ni  anlamak mümkün değil. Bu durum her an hepimizin başına gelebilir. Ülkemizde sayısız faili meçhul cinayet var, tüm bu faili meçhul cinayetler aydınlanmadan bu ülkede demokrasiden söz edilemez”

Ayşin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun katline karar verenlerin, azmettiricilerinin hala yakalanmamış olması  bir hukuk garabetidir. Tetikçilerin öldürülmesine göz yumulması da aynı garabetin bir parçası. Bu tür hukuk dışı durumlar, yaşam savunucularının yaşamlarını daha da riske sokuyor ve azmettiricileri  cesaretlendiriyor. Nasıl olsa ceza almıyoruz, istediğimizi yaparız diyorlar. Devletin bu aczi(!)’ni  anlamak mümkün değil. Bu durum her an hepimizin başına gelebilir. Ülkemizde sayısız faili meçhul cinayet var, tüm bu faili meçhul cinayetler aydınlanmadan bu ülkede demokrasiden söz edilemez.

Geçtiğimiz günlerde Edremit Kaymakamlığı, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği defterlerinde yaptığı denetim neticesinde bazı eksiklikleri öne sürerek size 51 bin 730 TL idari para cezası kesti. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Bu nasıl oldu? Bu gelişmeden sonra neler yaşandı? Bunu bir yıldırma politikası tehdit ve saldırı olarak görüyoruz. Katılıyor musunuz?

Önce yerel bir gazetede derneğimize yönelik bir karalama kampanyası başlatıldı. Arkasından dernekler masası tarafından sıkı bir denetimden geçirildik. Alındı belgelerinin bazılarına T.C. Kimlik No’yu eksik bırakmış olmaktan ve karar defterinde karar sayılarını her yıl (1) birden başlatmamaktan dolayı 1700 TL para cezası verildi. Uyarı ile düzeltilebilecek bir durum olmasına rağmen 1700 TL para cezası verildi.

Beyan edilmesi gereken 16 banka hareketinden 15 tanesini zamanında bildirip bir tanesini pandemi vb. nedeniyle gecikmeli olarak bildirmekten de 50.000 TL ceza verildi.  Yapılan harcama kalemine herhangi bir itiraz yok. Denetçiler harcamayı yerinde görüyor ama kaymakam 50 bin TL cezayı reva görüyor. Her iki ceza maddesinden anlaşılıyor ki kişisel bir çıkar yok, herhangi bir kişisel menfaat yok. Devletten hiçbir şey gizlenmiyor ve kaçırılmıyor. Geç bildirimden ötürü kimse zarara uğratılmıyor. Özetle, hepsi dernekler masasınca yapılacak uyarılarla düzeltilebilecek aksamalar. Bu ceza için avukatımız aracılığı ile mahkeme kanalı ile itirazımızı yaptık. Sonucunu bekliyoruz.

“Bu cezalardan dolayı elbette yılmayacağız. Adil, eşitlikçi, ekolojik bir yaşamın kurulması için mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.”

Bölgede yaşanılan deprem sonrası gidilen Kaşkaya köyünde, çocuklara ayakkabı istenmesi üzerine dernek bütçesinden alınan yaklaşık 100 çift bot, dernek tüzüğünde ‘’yardım yapar’’ maddesi olmadığından, usulsüz bulundu ve Edremit Kaymakamlığı tarafından hakkımızda hukuki süreç başlatıldı. Dernek başkanımız Küçükkuyu Jandarma Karakoluna çağrıldı ve ifadesi alındı.  Savcılık, 1.030 TL ödenmesi durumunda ceza davası açılmayacağını, aksi durumda hapis cezası istemi ile ceza davası açılacağını bildirdi. Ceza davası ile uğraşmamak için  1.030 TL ödemeyi gerçekleştirdik.

Bilindiği gibi derneğimiz bir sivil toplum kuruluşudur ve bizler tüm kurumlardan bağımsız olarak üyelerimiz ve gönüllülerimizle birlikte sermayenin ekokırım projelerini durdurmak ve iklim adaletini sağlamak için mücadele ediyoruz. Bu tutumumuzun rahatsız ettiği kesimlerin varlığını biliyoruz ve onlara karşı ekolojik mücadelemizi bıkmadan, usanmadan sürdürmeye kararlıyız. Akçay Sulak Alanı’nına Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından moloz dökümünün engellenmesi, Edremit Belediyesinin verdiği yapı ruhsatlarının geçersiz kılınması ve Edremit Kaymakamlığının öncülüğünü yaptığı OSB (organize sanayi bölgesi)’nin imar planlarına dava açılması, maden projeleri ile yoğun mücadelemizi verilen cezaların temel nedeni olarak görüyoruz. Bu cezalardan dolayı elbette yılmayacağız. Adil, eşitlikçi, ekolojik bir yaşamın kurulması için mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.

Gerek Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği başkanlığı gerekse Ekoloji Birliği eş sözcülüğünü sürdürüyorsunuz. Ekoloji Birliği Aysin ve Ali Büyüknohutçu Anısını ve Mucadelesini Yaşatma Grubu’nun yaptığı çağrıya kulak vererek Antalya’da yapılacak anma etkinliklerine destek verecek. Davayı kamusallaştırılması sürecinde gerek Ekoloji Hareketi gerekse Ekoloji Birliği neler yapılabilir? Neler yapmalıdır?

“Aysin ve Ali Büyüknohutçu mücadelelerine yakışır bir anma etkinliği ile layıkıyla anılmalıdır!”

Öncelikle Aysin ve Ali Büyüknohutçu mücadelelerine yakışır bir anma etkinliği ile layıkıyla anılmalıdır. Mücadeleleri yaşatılmalı ve yükseltilmelidir. Katılımın yüksek olması için geniş çaplı bir duyuru yapılmalı, Türkiye’nin her yanından yaşam savunucularının birkaç günlüğüne Antalya’da buluşulması sağlanmalıdır. Paneller, söyleşiler ve atölyeler düzenlenerek, hak savunuculuğu, ekokırım ve hukuki destek ve dayanışma mekanizmaları konuları konuşulmalı ve somut eylem planları çıkartılmalıdır.

Bizler, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Ekoloji Birliği olarak içinde bulunduğumuz tüm ağlar ve iletişim gruplarında “Aysin ve Ali Büyüknohutçu Anısını ve Mücadelesini Yaşatma Grubu”nun çağrısını ve grup tarafından hazırlanacak programı yaygınlaştıracağız. Güçlü bir anma etkinliği olması için elimizden gelen desteği sunacağız.

[“Ekofeministim. Dünyayı ekofeministlerin kurtaracağına inanıyorum.” diyen Süheyla Doğan ile yapılan kapsamlı bir söyleşiyi okumak isteyenler burayı tıklayabilir]

NOT(1): Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu Anısını ve Mücadelesini Yaşatma Gurubu‘nunun Mayıs 2022 tarihinde gerçekleştirmek istediği etkinliklere destek vermek ve katılmak isteyenler kendilerini ya da ait oldukları grubu kısaca tanıtarak yesildirenis@gmail.com adresine mail atabilirler.

NOT(2): Büyüknohutçu anma etkinlikleri öncesi Yeşil Direniş Gazetesi tarafından gerçekleştirilen söyleşilerin tamamına ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz

NOT(3): “Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu Anısını ve Mücadelesini Yaşatma Gurubu” adı altında bir araya gelen yaşam savunucuları 12 Aralık 2021 tarihinde Aydın/Çine Topçam Köyü’nde Eysim Maden Araştırma Şirketi’ne  karşı mücadele veren Coşkun ailesinin evinin kurşunlanmasından sonra kamuoyuna yönelik acil bir dayanışma çağrısında bulunmuştu. Bu dayanışma çağrısını yineliyor yaşam savunucularını desteğe çağırıyoruz;

Söz veriyoruz, yaşam alanını savunan hiçbir birey yalnız kalmayacak!

Söz veriyoruz, Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu cinayetinin bütün yönleriyle aydınlanması için büyük bir çaba içerisinde olacağız!

Söz veriyoruz, kapitalizmin kendi krizinin kendisini imhaya sürükleyen bu sistem krizinin tüm canlıları ve gezegeni de yok etmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız!

Söz veriyoruz, yaşamı var eden tüm canlıların, doğanın hakkını savunmak için cesaretle sisteme karşı duracağız, tıpkı sevgili Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu gibi…

Çağrının metninin tamamına buradan ulaşabilirsiniz

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın