2009 yılından bugüne 83 bin 557 futbol sahası büyüklüğünde orman yandı

0
Türkiye’de 2019 yılının ilk yedi ayında çıkan 769 orman yangınında 993 hektar alan zarar gördü. 2009-2018 yılları arasındaki dokuz yıllık süre içinde ise çıkan 23 bin 878 yangında 58 bin 333 hektar ormanlık alan yandı. Yanan ormanlık alanlar 83 bin 557 futbol sahası büyüklüğünde alana eşit.

Muğla’ya bağlı Göcek ve Dalaman’daki son yangınlar orman yangınlarını yeniden gündeme getirdi. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) verilerine göre, 2009-2018 yılları arasında en çok orman yangını çıkan üç il sırasıyla Hatay, İzmir ve Antalya.

Bu tarih aralığında Hatay’da 7 bin 42 hektar ormanlık alan, İzmir’de 6 bin 321 hektar ormanlık alan, Antalya’da ise 6 bin 211 hektar ormanlık alan yandı. 2009’tan bu güne ise toplam 59 bin 326 hektar orman yandı.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Dirik, “Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesi ve yaz mevsimi kaçınılmaz orman yangınlarının yaşanmasına sebep oluyor” dedi.

Çoğu yangının çıkış sebebi bir bilinmiyor

OGM’nin Orman Yangınlarıyla Mücadele Şubesi’nin raporuna göre, 2009-2018 yılları arasında çıkan orman yangınlarının yüzde 42’si “bilinmeyen sebeple”, yüzde 34’ü “ihmal ve dikkatsizli”, yüzde 12’si “yıldırım”, yüzde 7’si “kasıt” ve geriye kalan yüzde 5’i ise “kaza” sonucu çıktı.

İhmal ve dikkatsizlikler anız yakma, bırakılan çöpler, avcılık, sigara izmaritleri ve piknikçilerin yaktığı ateşler olarak görülüyor.

“Akdeniz bölgesinde yılda ortalama 600 bin hektar alan yanıyor”

Prof. Dirik, Akdeniz bölgesinde senede ortalama 600 bin hektar alanın yandığını belirterek şunları söyledi: “Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesi ve yaz mevsimi kaçınılmaz orman yangınlarının yaşanmasına sebep oluyor. Bu açıdan Akdeniz bölgesinde senede ortalama 50 bin yangın çıkıyor ve 600 bin hektar alan yanıyor. Türkiye de bu bölgede yer aldığı için, haliyle yangınları yaşıyor. Bunu da şöyle söyleyeyim, aslında ateş de ekosistemin bir bileşeni. İklim şartlarının getirdiği yanıcı madde, ateş ve tutuşma sıcaklığıyla oluşan bir oksidiyon süreci.”

“Dalaman topoğrafya olarak zor bölge”

Prof. Dirik, Dalaman’da çıkan orman yangınıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak şu ifadeleri kullandı: “O yörenin bitki örtüsü de kendini yangına adapte etmiş bir özelliğe sahip. O nedenle yangından sonra tekrar kendisini yenileyebiliyor. Böyle bir avantaj da söz konusu. Bu da ekosistemde yangınla beraber yaşamaya alışmış bitki örtüsünün bir avantajı. Ama o avantajı doğru kullanmamız lazım. Eğimli, sarp araziden oluşuyor. Bu durumda rüzgarla beraber yangının tırmanması kaçınılmaz. Yangın çıktıktan sonra onun gelişmesi, hem bitki örtüsü, hem arazi hem hava şartlarıyla çok yakın ilişkili. Kuvvetli rüzgar varsa yangını kontrol etmek oldukça zor. Eğimli alanlarda karadan müdahale etmek, yangın önüne şeritler açmak çok zor. Ancak havadan müdahale edilebiliyor.”

Dirik, Türkiye’nin yangınla mücadele konusunda en başarılı ülkelerden biri olduğunu da sözlerine ekledi.

Nesillerce devam edebilecek bir uyarı

Orman yangınlarının önüne geçmenin tamamen mümkün olmadığını belirten Prof. Dirik, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanları bilinçlendirmek çok önemli. Dikkatsizlik, kasıt ve ihmal. Toplumun her kesimini uyarmak lazım. Gerek kırsal bölgede yaşayan insanları, gerek piknikçileri, gerek yolda seyahat edenleri. Sigara izmaritinden tutun da başkaca herhangi bir ateşi dikkatsizce atmamaları gerekiyor. Nesillerce devam edecek bir uyarı bu. Yangınlar konusunda uyarıları sadece yörede yaşayan insanlarla sınırlı tutmamalıyız. Ülke yüzeyinin tamamı hepimizin. Kurak yaz döneminde yangın riskinin yüksek olduğu Akdeniz, Ege, kısmen Marmara bölgesinde herkesin, gerek seyahat edenlerin gerek oralarda yaşayanların bu konuda dikkatli olması ve toplumsal bir bilincin gelişmesi önem taşıyor. Bilinçlendirmenin taze ve sıcak tutulması faydalı olacaktır.”

Dirik, yanan alanın ne kadar sürede kendini yenileyeceği sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Alanın eğimine ve toprak yapısına göre değişecektir. Toprağın olduğu, düz alanlarda yeşerme daha hızlı olacaktır. Oralarda 10-15 sene sonra bitkisel doku oluşur ama eğimli alanlarda biraz daha zaman gerekir. Oraların o çıplak halinin ağaçlarla örtülenmesi zaman alacaktır. O açıdan lekeli bir dokuyu biz 30-40-50 sene görürüz.”

Kaynak: Diken

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın