Adnan Genç yazdı; “Dayanışma Kampanyalarını Ciddiye Almanın Önemi ve Değeri”

0

Kamilet vadisindeki doğa katliamına ilişkin haber / yazımda; (20 yıl kadar önce bir toplantıda), ‘eposta adreslerinizi verin, haberleşelim ve karşı çıkmamızı daha güçlü bir biçimde örgütleyelim’ demiştim. Yakın dostlarım da, ‘Ne acayip adamsın, yahu’ demişlerdi. Ama görüyorsunuz artık yasal düzlemdeki her türden protesto veya bir biçimde duyuru ve tanıtım işleri internet üzerinden yapılıyor ve hayli etkili de. Yıllar öncesini hatırlayalım, hayvan hakları savunucuları internet üzerinden Beyoğlu’nda bir yürüyüş ve basın açıklaması planlamışlardı da, gelen 20 bine yakın insan ve hayvancık, herkesi şaşırtmıştı… İki gün önce 7. yıldönümünde andığımız Gezi Direnişi de tastamam böyle örgütlenmiş ve olgunlaşmıştı.

Epeydir de doğa talanına karşı verilen mücadele de böyle örgütleniyor… Yukarıda gördüğünüz görselde de anlaşılacağı üzere; onlarca doğa parçası için var gücümüzle mücadele etmeye çalışıyoruz. Bunca kaotik günlerde bile birileri oturup; nerede imarı delip iş yaparız; nereyi yakıp yok ederek, imara açabiliriz; hangi orman arazisi, hangi kaya parçası, hangi dere ve göl kıyısı derken; bizlerin gücünü aşan noktalara getirdiler bu işi…

Mücadeleden vazgeçmek, geleceğimizden vazgeçmek. Sadece bireysel gelecekten söz etmiyoruz elbette; yaşadığımız yeri, ülkemizi ve gezegenimizi yok edebileceklerinden söz ediyoruz… Haberleşme ve her türlü iletişimi yadırgamayın ve yadsımayın; yapılan açıklamaları ve destek çalışmalarını önemseyin; hatta bunca imza toplama işinden ne çıkar diye, hiç düşünmeyin. Düşünmeyelim lütfen. Çünkü kamuoyu oluşturmak biraz da böyle bir şey… Nasıl ki, bin türlü yalan ve şaşırtmaca ile algı yönetimi yapıyorsa egemenler; biz ‘yeni bir dünya mümkün’ anlayışına sahip insanlar da, en az onlar kadar cesaret sahibi ve çalışkan olmalıyız.

Aşağıda kimi internet sitelerinden ve dayanışma kampanyalarından aldığım bilgi notları var… Üstelik yukarıdaki görselin çok eksik olduğunu belirterek, izleyin ve destekçi olun diyorum. Havalimanı inşaatları üzerinden doğal çevremizin yok olması kadar, hazine parasının da çarçur edilmesi; köprü ve yol inşaatlarının da benzer bir mantıkla, çevre katliamı ve kamu maliyetlerine yük binmesi demek oluyor… Biliyoruz… Önce bir uzmanın görüşlerine yer verelim ve sonra da kampanyalara bakalım…

Biyoçeşitliliğin önemi…

Hadi bir göz atalım: “İstanbul Teknik  Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği  Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü için yaptığı açıklamada “Bu yıl ‘Çözümlerimiz Doğada’ diyerek gezegenimizin yaşam çeşitliliği olan biyoçeşitliliğin önemini vurguluyoruz. Çünkü kara ve deniz ekosistemlerinin bozulması 3,2 milyar insanın refahını zedelerken, doğa, biyoçeşitlilik elden gidiyor. Dünyamızda bitki, hayvan, mikroorganizma olarak tanımlanan çeşitlilik yaklaşık 1,75 milyon. Ancak bilim insanlarının tahmini 3 ile 100 milyon arasında değişirken, genel görüş ise insan yaşamını benzersiz kılan 13 milyon tür olduğu şeklinde. 1993 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2020 sonrası iklim değişimiyle mücadelenin yol haritası Paris Anlaşması çatısında gezegenimizin zenginliklerinin geleceğini kapsıyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü liderliğinde iklim krizi, gıda güvenliği, su temini ve biyoçeşitlilik için bozulmuş ve yok edilmiş ekosistemlerin yenilenmesi gerçekleştirilecek. Bu yenileme ile 26 giga ton sera gazı salımının atmosferden alınması öngörülüyor. Türkiye’nin de üye olduğu, biyoçeşitlilik için bilim-politika arayüzünü güçlendirme hedefli ‘Hükümetlerarası Bilim-Ekosistem Hizmetleri Bilimsel Politika Platformu’ 1 milyon tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya derken, henüz çok geç olmadığını bildirerek ‘Dönüştürücü Değişim’ gereği tanımını, teknolojik, ekonomik, sosyal etkenlerin yeniden yapılandırılması için ortaya koyuyor. Doğanın adeta onarılması ve sürekli korunması için çok çalışmak gerek. Hem de çok. Başarabilir miyiz? Evet. Başarmalıyız. Gezegenimizin çığlığını yok saymamalıyız’’ dedi. 

“Yeşilöz sahiline dokunma”

Alanya Yeşilöz Sahili’ndeki biyoçeşitliliği, yani Caretta caretta ve kum zambaklarını korumak için kampanya yürüten Güldane Şahin bir güncelleme paylaştı. Güldane Şahin, Change.org/yesilozsahilinedokunma adresindeki kampanyada şu ifadelere yer verdi:

“Özel bir şirketin bu bölgede deniz içindeki yanaşma dolfeni tesisiyle ilgili davamıza gelince biliyorsunuz yürütmeyi durdurma davası açmıştık: Koronavirüs nedeniyle bilirkişi keşfimiz ertelenmişti ama şimdi açılmanın başlamasıyla bu sürecin hızlanacağından endişe ediyorum. Bu nedenle asla sessiz kalmamalıyız ve bu konunun peşini bıraktığımızı düşünmelerine izin vermemeliyiz. Sizlerden kampanyayı daha fazla paylaşmanızı rica ediyorum.” Bu kampanyaya destek vermek için Change.org/Yesilozsahilinedokunma adresini ziyaret edebilirsiniz.

“Kırmıtlı Kuş Cenneti sulak alan ilan edilsin”

Figen Ant’ın başlattığı kampanya, Osmaniye’deki Kırmıtlı Kuş Cenneti’nin ‘Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ ilan edilip bir statü kazanmasını ve sulak alan ilan edilmesini talep ediyor. Change.org/KirmitliKusCenneti adresindeki kampanyada şu ifadelere yer veriliyor:

“Unutulmuş, bahsi bile edilmeyen bir cennet var Çukurova’nın o bereketli topraklarında bilir misiniz? Bilinen 250 çeşit kuş da mesken belledi burayı. Kimseler bilmez ama bilenlerin de Kırmıtlı Kuş Cenneti burası. Şimdilerde bakımsız haliyle, giderek bozulan ekosistemiyle yitmeye yüz tutmuş durumda. Bir düşle yola çıktık; bu bölgenin öncelikle ‘Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ ilan edilip bir statü kazanmasını ve sulak alan ilan edilmesini talep ediyoruz. Kırmıtlı’ya gerekli özen gösterilsin, göz dolduran doğasıyla ve çeşitli kuşlarıyla cennet olmaya devam etsin, korunsun. Ama her şeyden önce buradaki ekosistem, doğa korunsun! Senin de çabanla Kırmıtlı’yı kurtarabiliriz. Destek ol, imzala, paylaş!”

Bu çağrıya kulak vermek isterseniz Change.org/KirmitliKusCenneti adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Bir kampanya da Gazipaşa için

Gazipaşa Platformu’nun başlattığı kampanya, Antalya’nın 50 bin nüfuslu Gazipaşa ilçesinde, Caretta carettaların yuvalama alanı olan sahillerin sit derecesinin düşürülmesi planlarına karşı çıkıyor. Change.org/Gazipasa adresindeki kampanyada bölgenin betonlaşmasına yönelik endişeler dile getiriliyor ve şu ifadelere yer veriliyor:

“Kumsalı bulunan kıyılarımız nesli tükenme tehdidi ile karşı karşıya olan deniz kaplumbağalarının üreme alanları. Gazipaşa Akyar Kayaları’ndaki mağarada Akdeniz fokunun varlığı tespit edildi. Akdeniz fokları ‘Üzerinde yapılaşma olmayan, insanların kolay ulaşamadığı veya insan faaliyetlerinden uzak kalmış, tercihen üreme ve barınma işlevleri gören kıyı mağara ve kovuklarına sahip; sessiz ve tenha kayalık sahilleri’ yaşama alanı olarak seçer ve bu alanların bozulmasından doğrudan etkilenir. Biyolojik çeşitliliği yüksek olan Gazipaşa’da kum zambaklarının ve diğer endemik bitkilerin de bulunması nedeniyle kumsalı bulunan sahillerimiz 1., 2.ve 3. derece Doğal Koruma Sit Alanları. Gazipaşa henüz kıyıları betonlaşmamış, güzelliği bozulmamış, yaşanabilirliğini sürdüren nadir beldelerimizden biri. Bu planlar turizmin geliştirilmesi adı altında hazırlanan, beton kütleleriyle Gazipaşa’nın tarımını olumsuz yönde etkileyecek, halkın denize ulaşımını imkansız kılacak, yaşamaları için bu sahillere ihtiyacı olan canlıların yaşam alanlarını elinden alacak.”

Tüm bu nedenlerle, bölgenin koruma statüsünün düşürülmesine karşı çıkan kampanya Change.org/Gazipasa adresinde.

Kaynak: Yeni1Mecra

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın